ERİK YETİŞTİRİCİLİĞİ
Erik soğuk ılıman iklim bölgelerde, hatta bazı kış soğuklama ihtiyacı düşük erik çeşitleri, subtrobik iklim bölgelerinde yetiştiği söylenebilir. Tür sayısının çok olması yanında ülkemizde farklı ekolojik bölgelerin sağladığı olanaklar nedeniyle erik çeşitlerini 4-5 ay süre ile pazarda görmek mümkündür. Olgunlaşma durumları göz önüne alınırsa erikler 15 Nisan-30 Eylül gibi uzunca bir dönem de pazara sunulurlar. P. ceresifera türüne ait can erikleri 15 Nisan dan itibaren pazara çıkarlar. Bunları P. salicina türüne ait japon erikleri (İtalyan eriği) izler. P. domestica grubu erikler (Avrupa erikleri) ise 20 Temmuz'dan sonra olgunlaşır. Erik ağaçları genellikle diğer meyve ağaçları arasında karışık olarak bulunmaktadır. Ancak son yıllarda Ege ve Akdeniz'in kıyı bölgelerinde turfanda yeşil konusu önem kazanmış ve bu amaçla kapama bahçeler kurulmaya başlanmıştır. Özellikle karışık olan bahçelerde hastalık ve zararlılarla savaş, gübreleme ve gereği gibi yapılmamaktadır.
İKLİM İSTEKLERİ: Erik türlerinin iklim istekleri birbirinden farklıdır. Mevcut türler içerisinde değişik iklim koşullarına en iyi uyabilen P. cerasifera'dır. Avrupa erikleri (P. domestica) kışı nispeten soğuk geçen soğuk ılıman iklim meyvesidir. Japon erikleri (P. salinica) soğuk geçmeyen bölgelerde iyi sonuç verir. Kış mevsiminde soğuklara dayanıklı olan eriklerde soğuğa olan dayanıklılık ilkbaharda havaların ısınmasıyla azalmaya başlar. Çiçeklenme devresinde duyarlılık iyice artar.
Eriklerde taç yaprağının ucu görülen kapalı tomurcukların -3,1 ile -1,1 °C ye; açmış çiçeklerin -2.2 ile 0.6 °C ye; genç meyvelerin -1.1 ile -0.6 °C ye dayandığı bilinmektedir. Kış dinlenme süresi bakımından Avrupa erikleri +7,2 °C 'nin altında 1000 saatten fazla bir soğuklama süresi isterler. japon eriklerinde ise bu süre 600 saat kadardır.
TOPRAK İŞLEME: Yağışlı bölgelerde çayır bitkileri kullanarak bahçelerde devamlı bir örtü bitkisi bulundurulur. Örtü bitkisi büyüyünce biçilirler. Yağışı az bölgelerde, erik bahçeleri devamlı olarak temiz tutulmaya çalışılır. Böyle bölgelerde bahçeler sonbaharda sürülür. İlkbaharda toprak tava gelince Şubat sonu veya mart içinde ikinci kez sürülür. Mayıs ayında yapılan üçüncü sürümden sonra sulama kanalları açılır. Ağaçların dipleri çapayla işlenir. Sulama nedeniyle yazın bahçeler otlanırsa sulama kanallarını bozmamak için toprağı sürmek yerine ot biçimi tercih edilmelidir. Erik kökleri toprak yüzeyine yakın bir kısımda yayılmış olduğundan derin toprak işlemesinden kaçınılmalıdır.
SULAMA: Yıllık yağış miktarı 750 mm' yi geçen bölgelerde erikleri sulamadan da yetiştirilebilirler. Yağış miktarı bu rakamın altına düşen yerlerde sulamanın yapılması zorunludur. Erikler saçak köklü olduklarından ve kökler yüzeysel geliştiklerinden bunların su istekleri derin köklü meyve türlerine göre daha fazladır. Mevcut türler arasında P. cerasifera türleri kuraklığı en fazla dayanır. Ege bölgesinde erik bahçeleri mayıs ayının ikinci yarısından itibaren sonbahar yağışlarına kadar geçen süre içinde 8-12 günde bir sulanır. Sulama çeşitli şekillerde yapılır. Sulama karık, çanak, tava yöntemi veya karık-çanak, kombinasyonları şekillerinden birisi kullanılır. Sulama sistemi toprağın özelliğine, su kaynağının zenginlik durumuna göre seçilir. Damlama sulama ve mini yağmurlama sistemleri de günümüzde uygulamaya girmiştir.
GÜBRELEME: Erik de azot noksanlığının simptomları, yapraklar küçük, dar, açık yeşil renkli olur. Yaşlı yapraklar sarımsı portakal renkli veya kırmızımsı mor renkli olabilir ve erken dökülürler. Yaprak sapları dal ile dar açı oluşturacak şekilde bir görünümdedir, ince ve kısadır ve eğer noksanlık çok şiddetli ise sapları öldüğü görülür. Sürgün gelişimi zayıftır. Tomurcuk ve çiçek sayısı az, çiçeklerin döllenme suresi kısadır. Meyveler olgunlaşmadan renklenirler. Meyve ağaçlarının hepsinde çinko noksanlığının tipik belirtisi, daralmış, küçülmüş yapraklar ve rozet oluşumudur. Bu ölçümün nedeni ise boğum araları uzunlukları oldukça kısalmış olmasıdır. Yaprak kenarları bazen dalgalı bir hal alırlar. Yaprak yüzeyin de damar kenarları yeşil kalmak üzere, damar aralarında sari mozaik şeklinde lekeler oluşur. Noksanlık çok şiddetli değilse sadece yaprakları etkiler, sürgün gelişimi normal devam eder. Ancak noksanlık şiddetli ise sürgün gelişimi tamamen durur. Sürgünlerde meyve tomurcuğu sayısı azalır veya tamamen yok olur. Taş çekirdekli meyvelerin meyve etlerinde kararmalar görülür. Erik ağaçlarına verilecek gübre miktarı, topraktaki besin maddeleri durumuna, toprağın tipine, ağaçların yaşına, alınan ürün miktarına, ekolojik bölgeye ve ağaçların gelişme durumuna göre değişir. Verilecek gübre miktarının yaprak ve toprak analizine göre belirlenmesi en uygun yöntemdir. Azotlu gübreler kış sonunda ilkbahar gelişmesi başlamadan önce verilmelidir. Erik ağaçları azotun hem sülfat, hem de nitrat formuna cevap verirler. Gübreyi seçerken fiyat etmeni de göz önünde bulundurulmalıdır. Ancak pH' sı 6,5’un altında olan topraklarda amonyum sülfat kullanmaktan kaçınmak gerekir. Üre ise toprak pH' sı 5,0’in altında olan topraklarda kullanılmalıdır. Azotlu gübrenin haziran ortasından sonra uygulanması önerilmez. Geç uygulamalar meyvede renk oluşmasını azaltır, sonbaharda sürgünlerin uzamasına neden olur ve kış soğuklarından zararlanmayı arttırır. Genç ağaçlarda ağaç başına her yaş için 113-226 gr aktif azot uygulanır. Bu miktarlar arzu edilen büyüme durumuna göre azaltıp çoğaltılabilir. Meyve veren ağaçlarda 8,5-11,2 kg/dekar aktif azot uygulaması önerilebilir. Fosforlu ve potaslı gübreler kış başında, meyve veren ağaçlarda sıralar arasına, genç ağaçlarda ise taç izdüşümleri çevresine gelecek şekilde verilmelidir. Kimyasal gübrelerin yanı sıra 2 yılda bir ağaç başına 50 kg iyi yanmış çiftlik gübresi (meyve veren ağaçlar için) verilmelidir. Ayrıca yeşil gübreleme yapılması yararlıdır.
DİKİM ŞEKLİ VE ZAMANI: Kendine verimli çeşitlerle bahçe kurulacağı zaman eğer bahçede birkaç çeşidin yer alması isteniyorsa her çeşit bir blok halinde bahçeye yerleştirilmelidir. Kendine kısmen verimli veya kendine kısır çeşitlerle bahçe kurulacağı zaman çeşitlerin birbirini tozlayacak şekilde dikilmesi zorunludur. Tozlayıcı oranı 1/9 oranında olmalıdır. İkiden fazla çeşitlerle kurulacaksa çeşitler 2'şer 3'er sıra halinde dizilmelidir. En uygun tozlayıcı çeşit seçilirken çeşidin iyi özellikleri yanı sıra çiçek açma zamanlarının birbirlerini tozlayacak şekilde uygun gelmesine, çiçek tozlarının yüksek çimlenme gücüne sahip olmasına ve karşılıklı tozlanma sonucu yüksek oranda meyve tutumu meydana getirecek çeşitlerin seçilmesine özen gösterilmelidir. Tozlayıcı sayısı, tozlayıcı çeşidin ekonomi ve pazarlama yönünden amaca uygun bir çeşit olup olmamasına göre ayarlanmalıdır. Amaca uygun bir çeşidin tozlayıcı olarak kullanılması halinde, 2 sıra ana çeşide 1 sıra tozlayıcı yeterlidir. Üretim amacına uygun olmayan bir çeşidin tozlayıcı olarak kullanılması zorunluluğu varsa 8 ana ağaca 1 tozlayıcı olacak şekilde bahçe kurulmalıdır. Ayrıca bahçe kurulurken tek çeşit kapama bahçe yerine birden fazla çeşit kullanılması meyve miktar ve kalitesini olumlu yönde etkilediğinden her zaman tercih edilmelidir. Kışı ılıman geçen ve en fazla yağışlı olmayan bölgelerde fidanlar Kasım-Aralık ayından itibaren dikilebilirler. Dikim ilkbahar gelişme devresinin başlamasına kadar devam edilebilir. Kışı yağışlı veya soğuk geçen bölgelerde ise dikim ilkbahar mevsiminin başında yapılır.
DÖLLENME BİYOLOJİSİ: Erik çiçekleri o yılın sürgünleri veya yaşlı spurlar üzerindeki lateral (yan) tomurcuklarda oluşurlar. Oluşum zamanı, yaz sonu olmakla birlikte en erken 5 Temmuz ve en geç Eylül'dür. Her tomurcuktan 1 veya 3 çiçek meydana gelir. Yaprak meydana gelmez. P. cerasifera çeşitlerinden bazıları kendine verimli, çoğu da kendine kısırdır. Avrupa erikleri ise kendine verimlilik yönünden üç gruba ayrılmaktadır. P. domestica kültür çeşitlerinin bazıları kendine verimli, bazıları kısmen kendine verimli, diğerleri de kendine kısır çeşitlerdir. Kendine verimli çeşitlerin kendi çiçek tozu ile tozlanmaları durumunda meyve tutumu % 30' a kadar yükselmektedir. Kendine kısır çeşitler ise kendi çiçek tozları ile tozlandıkları zaman meyve tutumu % 1,5 civarında olmaktadır. d'Agen , Reine Claude, German Prune gibi bazı çeşitler değişik yetiştirme bölgelerinde kendine verimlilik bakımından farklı durum göstermişlerdir. Japon erikleri arasında kendine verimli olanlar yoktur. Bunların bir kısmı kısmen kendine verimli, bir kısmı da kendine kısırdır. Kendine kısır olanların sayısı fazladır. Genellikle Avrupa erikleri ile japon erikleri birbirine uyuşmazlar. Eriklerde morfolojik kısırlığa da rastlanmaktadır. Morfolojik kısırlık gösteren çeşitlerde dişi organ normal gelişmemekte, dumura uğramaktadır.
ANAÇLAR: Anaç kalem üzerine; ağaç şekli ve büyüklüğü, çeşitli toprak ve iklim şartlarına adaptasyonu, mahsule yatma ve mahsul kalite ve kantitesi, çeşitli hastalık ve zararlılara dayanıklılık yönünden etki etmektedir. Meyve yetiştiriciliğinde kullanılan anaçlar üretilme şekline göre generatif ve vejatatif olarak iki grupta toplanır. Erikler için anaç olarak muhtelif erik türlerinin çöğür ve klon anaçları ile şeftali, kayısı ve badem çöğür anaçları kullanılmaktadır.
MEYVE SEYRELTMESİ: Japon erikleri ile bazı can eriklerinde bir çiçek tomurcuğundan 1-3 çiçek meydana geldiğinden aşırı yüklenme olmaktadır. Seyreltme elle ya da kimyasal maddelerle yapılır. Erik meyveleri küçük olduğundan elle seyreltme oldukça masraflıdır. Geç olgunlaşan çeşitlerde elle seyreltme haziran dökümünden sonra uygulanır. Diğerlerinde ise genç meyve dökümü sona erince yapılmalıdır. Yeşil olarak tüketilen can erikleri de ağaçlardaki meyveler aralıklı olarak hasat edildiğinden her meyve toplama, seyreltme yerine geçer. Eriklerde kimyasal maddelerle seyreltme elmalardaki kadar başarılı olamamıştır. Kimyasal maddelerin bir kısmı DNOC'li bileşiklerdir. Bu etkili maddeye sahip Elgetol, ağaçlara %70-80 çiçeklenme devresinde püskürtülür. Bundan başka bu amaçla kireç sülfür de denenmiştir. Bu kimyasal madde %6-7 konsantrasyonunda ve % 50-60 çiçeklenme safhasında ağaçlara atılır.
HASAT: En iyi toplama olgunluğu; meyvelerin ağaçta tam iriliklerini, renklerini aldıkları, tam tatlılaştıkları ve eti gevrek olduğu zamandır. Ana ağaç üzerinde olgunluğun bu kadar ilerlemesi yakın pazarlar için toplanacak meyvelerde söz konusudur. Uzak pazarlar için ise hasat daha erken yapılmalıdır. Eriklerde hasat zamanı, üst ve zemin renkteki değişime meyve eti sertliğine, suda eriyen kuru madde miktarına bakılarak veya tam çiçekten hasada geçen süreye bakılarak tayin edilir.
Kurutmalık erik meyveleri ise ağaçlar üzerinde aşırı derecede olgunlaşıp bir miktar suyunu uçurup, buruştuktan sonra hasat edilirler. Buruşan eriklerin bir kısmı ağaçların dibine düşer. Bunlar yerlerden toplanır. Ağaçta kalan meyvelerde elle veya makine ile hasat edilirler.
DEPOLAMA: Erikler en uygun olarak 0 °C veya -0,5 °C'de saklanırlar. Bu sıcaklık derecesinde Avrupa eriklerini 3-4 hafta, Japon eriklerini de 7-8 hafta saklamak mümkün olur. Düşük sıcaklık derecesinde iç kararması yapan erikleri kontrollü atmosfer koşullarında 4-8 °C de yukarıda belirtilen sürelerde saklamak mümkündür.